Sayfalar

10 Mart 2013 Pazar

Suç sende değil bende...

Aslında;

Tüm hayatımı sana en ince ayrıntısına kadar sana anlattığım, sonrasında bana kızdığında ve sinirlendiğinde bunu kendine malzeme yapmana izin verdiğim için, suç sende değil bende...

Yaşamın boyunca, kimseye ihtiyaç duymadan, kendi ayaklarım üzerinde durmayı başardığım ve bunun verdiği özgüvenle, tartışmalarda sanki her şeyi yapabilecek bir güç sergilediğim için suç sende değil bende...

Sensiz nefes alamaz gibi hissettiğim için suç sende değil bende...

Seni son altı ayda, belki 10 kez hava alanından uğurlarken, benden kocaman bir parçayı da yanında götürdüğünü hissettiğim için, suç sende değil bende...

Üstüme başıma bir şey almak istediğimde, sen yanımdaysan muhakkak onu sana beğendirme isteği içinde olduğum için suç sende değil bende...

Neredeyse 5 yıldır, her türlü durumda senin onayını almadan hareket etmek istemediğim için, suç sende değil bende...

Yaptığım her yemeğin, senin tarafından beğenilmemsinin hep ön planda olması, benim açımdan önem teşkil ettiği için, suç sende değil bende....

Senin hayallerini ya da isteklerini, kendi hayallerimi ve isteklerimi erteleme pahasına, öncelikde tuttuğum için, suç sende değil bende...

Seninle geçen dört yılın sonunda, aslında bana söylediğin kocaman bir yalanı hala hazmetmeye çalıştığım için, suç sende değil bende...

Her tartışmada beni parçalara ayırıp, duygularımı lime lime etmene izin verdiğim için, suç sende değil bende...

Yaptıklarımı ve yapacaklarımı sürekli önüne getirmediğim için, suç sende değil bende...

Dışardaki pek çok kadına göre, çok daha fazla özgüvenli olduğum ve bunu sana sürekli hissettirdiğim için, suç sende değil bende...

Egomun sesini şu sıralar fazla dinlediğim, onu çok büyüttüğüm ve hata yaptığım için, suç sende değil bende...

Son olarak, seni bu kadar çok sevdiğim ve önemsediğim için, SUÇ SENDE DEĞİL BENDE...

20 Kasım 2012 Salı

Emoçi'nin başarısı...

Dün akşam sosyal paylaşımda gördüğüm bir haber yüreğimi yerinden çıkardı. 30 yıllık dostum -dostum diyorum daha önceki yazımda bahsettiğim dostlarımdan biri zira- Şubat ayında bir kitap çıkarıyormuş. Kızı ile ortak yazdığı... Kızının da yazar olması elbette benim için bir süprizdi. Daha önceki konuşmalarımızda hiç bahsi geçmemişti. Sabahı sabah ettim ve aradım. Göz yaşlarıma hakim olamadım. O kadar gurur duydum ki anne-kız ile kelimelerle tarif edilemez. Hele öyle bir şey söyledi ki, onunla gurur duyduğumu söylediğimde, dahai bir kötü oldum. 35 yaşında, üniversiteyi kazandığımı söylediğimde sanki çocuğuyla gurur duyduğu gibi guru duymuş benimle. İlk kez söylüyor bunu bana. Benimkisi ise daha bir farklıydı. Çocuklarımızdan zaten beklediğimiz az da olsa başarıyı, 40 yaşında arkadaşımızda görünce daha farklı ve daha bilinçli hissediyor insan. Merakla ve heyecanla bekliyorum kitabını.

Yıllar önce yaşadığı evde yazılarına bir örnek göstermişti bana. İnanamıştım, lisedeki o haşarı, uçarı, zıpır kızın nasıl böyler şeyler yazabildiğine. Değerlendirmelisin bunu demiştim. Gülmüştük beraber. Yine 4 yıl önce evinin utfağında, bana bu projesinden bahsettiğinde, ümitsizlik sesinlemiştik sözlerinde. Yayın evi bulmakta zorlanıyordu. İşte 4 yılda azmin getirdiği zafer. Şubat'da raflarda kitabı canım arkadaşımın. Keyifle ve gülerek okuyucağıma eminim.

Seninle lisenin son iki yılında geçirdiğimiz, o inanılmaz günler dün gibi aklımda. Şimdi burada hatırlatmak doğru olmaz, ününe gölge düşürmek istemem. Ama, bugün aklıma gelmedei desem yalan olur. Çok ünlü bir yazar olduğunu hayal ettim. TV programlarına çıktığını, röpörtajlar verdiğini. Bende senin hakkında bildiklerimi, tüm kanallara anlatıyorum. Ah ne komik olurdu.

Canım dostum, çıktığın bu yolda başarıların devamını en içten duygularımla diliyorum. Umarım, her şey beklediğin gibi olur.

Not: Bu arada, Hazal'a okuttum notları çok saşırdı. (anladın sen onu :)))))

4 Temmuz 2012 Çarşamba

03.07.2012 - Üçüncü yıl

Aşağıdaki satırları eşim için yazıp facebookda paylaştım. Bu yıl evliliğimizin üçüncü yılıydı ve bu satırlar anlamlı olur hoşuna gider diye düşünmüştüm. 4 yıllık beraberliğimizde, özel günlerimizde düşüncelerimi sosyal paylaşımda ona hitaben hep yazarım. Pek sesi çıkmazdı, bu seneye kadar. Ama bu sene epeyce bir sinirlendi, keşke bu duygularını bana söyleseydin dedi. İşte tam da sorun bu, söyleyebilsem yazmam ki zaten. Yazmak söylenemeyenleri sayfalara dökmek demek değil mi? Ama ben yinede söylediğine saygı duydum, yazımı kaldırdım hemen onun facebook'undan. Bana göre gayet anlamsız, ben istiyorum ki, herkes ne yaşadığımızı görsün, ona karşı neler hissettiğimi bilsin. Elbette lafımı esirgemedim, -her zaman ki gibi- söylemem gerekeni söyledim. Daha da sinirlendi. Facebookunu kapattı. Artık ne diyeyim, keyfi bilir. Zaten hiç anlamam,çiftler birbirine kızdığında  neden facelerini kapatırlar ve sonra yeniden neden açarlar. Ben yinede yazmayı seviyorum ve devam edeceğim. Eşim bir gün sabreder ve sonuna kadar okursa belki anlar beni, ya da kendi bilir. İşte ona yazdığım satırlar.

“BEKLENMEDİK BİR ANDA BİRİ ÇIKAR GELİR. ETRAFINDAKİ KİMSEYE BENZEMEZ. VAR OLANI DEĞİL, SENDE EKSİK OLANI GÖSTEREN SİHİRLİ BİR AYNADIR O. VE SEN BUNCA ZAMAN ASLINDA HEP BİR EKSİKLİK DUYGUSUYLA YAŞADIĞINI, BİLMEDİĞİN BİR ŞEYE HASRET ÇEKTİĞİNİ ANLARSIN. ŞAMAR GİBİ İNER HAKİKAT SURATINA. SANA İÇİNDEKİ BOŞLUĞU GÖSTEREN BU KİŞİ PİR, ÜSTAD, ARKADAŞ, YOLDAŞ, EŞ YA DA BAZEN BİR ÇOCUK OLABİLİR (ELİF ŞAFAK/A...ŞK)”

BU CÜMLELERİ OKUDUĞUMDA, İLK AKLIMA GELEN, SENİNLE TANIŞTIKTAN 3 AY KADAR SONRA SENİN İÇİN DÜŞÜNDÜKLERİMDİ. YILLARCA HEP DOĞRUYU KENDİ BİLDİĞİMCE YAŞADIĞIMI DÜŞÜNÜRKEN, ASLINDA İÇİMDE HEP BİR EKSİKLİK DUYGUSU VARDI, NE OLDUĞUNU BİLEMEDİĞİM VE ANLAM VEREMEDİĞİM. SANIRIM SEN BU EKSİKLİK DUYGUSUNA TAM OLARAK PARMAK BASTIN. HATIRLARSAN, BEN AŞIK OLMAK İSTEMİYORUM VE SANA DA AŞIK DEĞİLİM DEDİM. ÇÜNKÜ BİLİYORDUM Kİ; AŞK DELİLİKTİ VE BEN DELİREMEZDİM, SORUMLULUKLARIM VARDI. HEM ANNEM BANA HERKESİN BİLDİĞİNİN AKSİNİ ÖĞRETMEİŞTİ; “ İNSAN PEK ÇOK KEZ AŞIK OLUR, AMA BİR KEZ SEVER”. İŞTE BEN SENİ TAM DA BÖYLE SEVDİM, AKLIMI KAYBETMEDEN, MANTIĞIMLA… HALA DA BÖYLE SEVİYORUM. İÇİMDEKİ BU SEVGİ ZAMAN İÇERİSİNDE, BÜYÜYEREK DEVAM EDİYOR. ARALARDA BİRBİRİMİZİN MAYIN TARLALARINA BASIP, O MAYINLARI İSTEMEDEN DE PATLATIYOR OLABİLİRİZ. AMA, SANIRIM BU GEREKLİ. ZİRA, MAYINLARIN YERİNİ ÖĞRENMEK LAZIM Kİ, BİR SONRAKİ SEFERE BASMAYALIM.

SANA HER ZAMAN BEN NORMAL DEĞİLİM DİYORUM YA, SENDE ÖYLE OLSAN ZATEN BENİM HAYATIMDA YERİN OLMAZ DİYORSUN… İŞTE, O ANORMALLİKLER BİZİM HAYATIMIZI VE SEVGİMİZİ EĞLENCELİ KILIYOR. UMARIM HİÇ BİR ZAMAN NORMAL OLMAYIZ.

SANA KENDİMİ GARANTİ EDEMEM AMA SEVGİMİ HER ZAMAN GARANTİ EDEBİLİRİM. EVLİLİĞİMİZİN BU ÜÇÜNCÜ YILINDA, TEK BİR GÜNÜNDEN BİLE PİŞMAN OLMADIM. EVET İNİŞ ÇIKIŞLARIMIZ OLDU, YAKINIZIMIZDAKİLER BUNLARA ŞAHİT OLDU. AMA DÜŞÜNÜYORUMDA EĞER ONLAR OLMASAYDI, SANIRIM SAĞLAMLAŞAMAZDIK. AYNI KÜÇÜK DEPREMLER YAŞANDIĞINDA ÇATLAYAN BİNALARI BİR SONRAKİ BÜYÜK DEPREMLERE HAZIRLAMAK İÇİN YAPILAN GÜÇLENDİRME ÇALIŞMALARI GİBİ, BU İNİŞ ÇIKIŞLARDA EVLİLİKLERİN OLMAZ İSE OLMAZI…

DAHA FAZLASINI YAZABİLİRİM, AMA BİLİYORUM Kİ, SEN ÇOKDA HER ŞEYİ YAZMAMDAN HOŞLANMIYORSUN. O YÜZDEN BU KADARLA YETİNİYORUM ŞİMDİLİK. ASLINDA DÜN OLAN EVLENME YILDÖNÜMÜMÜZÜ, GECİKMİŞ BİR YAZIYLA VE TEŞEKKÜR İLE BUGÜNE TAŞIDIM. BENİMLE OLDUĞUN İÇİN VE BANA PEK ÇOK ŞEYİ EN ÖNEMLİSİ, SÖZ DİNLEMEYİ -BİLİYORUM GÜLECEKSİN BURADA, AMA ÖĞRENMEYE ÇALIŞTIĞIMI DA İNKAR EDEMEZSİN- ÖĞRETTİĞİN İÇİN TEŞEKKÜRLER. HAYATTA HİÇ BİR ŞEYİN GARANTİSİNİN OLMADIĞINI VE YILLARIN NELER GETİRECEĞİNİ BİLMEYEREK GİRDİĞİMİZ BU ÜÇÜNCÜ YILIMIZDA İYİ Kİ VARSIN DİYORUM. UMARIM HEP YANIMDA OLURSUN VE SENİ BIKTIRMAM… )))


Babam'a mektup...

Buda babakar gününde babam için yazdığım mektup.

"
BUNDAN YAKLAŞIK 44 YIL ÖNCE BENİ KUCAĞINA ALDIĞINDAKİ DUYGULARINI, YILLARCA HEP BANA VE BAŞKALARINA GURURLA, SEVGİYLE, KİMİ ZAMAN GÜLEREK KİMİ ZAMANDA AĞLAYARAK ANLATTIN. BEN BİR KEZ DAHA HATIRLATMAK İSTİYORUM.
O ZAMANLARDA ULTRASON OLMADIĞI İÇİN, BEN DOĞANA KADAR CİNSİYETİMİ BİLMİYORMUŞSUN AMA İÇTEN İÇE KIZ OLMAM İÇİN DUA EDİYORMUŞSUN. ANNEM SANCILANDIĞINDA, KLİNİĞE GİTMİŞSİNİZ VE VAHİT AMCA SENİ” BU DOĞUM SABAHA KADAR OLMAZ” DİYEREK EVE YOLLAMIŞ. SABAH GELEN TELEFONDA HEMŞİRE SANA “KIZINIZ OLDU BEYFENDİ” DEYİNCE HAVALARA SIÇRAMIŞSIN. ALLAH İÇTEN İÇE ETTİĞİN DUAYI KABUL ETMİŞ. BENİ İLK KUCAĞINA ALDIĞINDA, SAÇLARIMIN ÇOKLUĞU VE KARALIĞIYLA BANA VURULMUŞSUN. BEN DOĞMADAN ÖNCE, ANNEME DEDİĞİN “BEN ASLA KUCAĞIMA ALMAM, BAKMAM, İLGİLENMEM” LAFLARI, BEN DOĞDUKTAN SONRA YALAN OLMUŞ. O  DÖNEMLERDE  ÇEKTİĞİN FOTOĞRAFLAR BANA OLAN SEVGİNİ VE DÜŞKÜNLÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR. SEN HATIRLIYOR MUSUN BİLMİYORUM, DÖRT TEKERLEKLİ BİR BEBEK ARABASINA OTURTURTUP BENİ, CADDEYE DOĞRU GİDERKEN, FERİDE GEÇİDİNDEN YOKUŞ AŞAĞI BIRAKIRDIN, BENİM ÇOK HOŞUMA GİDER GÜLEREK ÇIĞLIKLAR ATARDIM, ANNEM ENDİŞE İÇERİSİNDE BAĞRINIRDI. SERT VE OTORİTERDİN, HEP KURALLARLA BÜYÜTTÜN BENİ, GENELLİKLE UYKUMDA SEVERDİN, HER AKŞAM SÜTÜMÜ YATAĞIMA GETİRİRDİN BIKMADAN USANMADAN. HASTALANDIĞIMDA, BAŞ UCUMDAN EKSİK OLMAZDIN. 4-5 YAŞLARINDA SANA SORARDIM,” BENİ ANNEM Mİ DOĞURDU YOKSA SENMİ” DİYE! SEN DE “ANNENİN İŞİ VARDI SENİ BEN DOĞURDUM” DERDİN. BEN DE İNANIRDIM. AKLIM ERENE KADAR HER SORANADA BENİ BABAM DOĞURMUŞ DERDİM, BANA GÜLDÜKLERİNDE DE BUNA ANLAM VEREMEZDİM. BİLMİYORDUM Kİ ÇOCUK KAFAMLA BABALARIN ÇOCUK DOĞURAMAYACAĞINI. YİNE HATIRLIYORUM, “BABA” DERDİM “BENİM GÖBEK ADIM VAR MI”, SENDE “EVET VAR TABİ KAZMADİŞ” DERDİN. YİNE BANA SORANLARA İKİNCİ ADIN VAR MI DİYE, TABİKİ” MELTEM KAZMADİŞ” DİYE CEVAP VERİRDİM. BANA HİÇ ELİNİ KALDIRMADIN VE SESİNİ YÜKSELTMEDİN. AMA BEN SENDEN KORKARDIM VE OTORİTENİ HEP HİSSEDERDİM. SADECE BİR KEZ, AKLIM BAŞIMDAYKEN KARNEM İLE İLGİLİ BİR YALAN SÖYLEMİŞTİM, ÖĞRENDİĞİNDE BODRUM TERLİĞİNLE BİR İKİ TANE VURMUŞTUN. O BANA ÖYLE BİR DERS OLMUŞTU Kİ, ONDAN SONRA O KADAR CİDDİ BİR YALAN SÖYLEMEDİM SANA. ERKEK ARKADAŞLARIMA HEP SENİ ANLATIRDIM, SANA DA ERKEK ARKADAŞLARIMI... KIZ ÇOCUKLARI EVLENDİKLERİ ERKEKLERDE BABAALARINI ARARLARMIŞ LAFININ EN GÜZEL ÖRNEĞİ BENİM SANIRIM. HAYATIMDA ALDIĞIM ÖNEMLİ KARARLARDA ÖNCE SANA GELDİM, SENDEN AKIL ALDIM. 13-14 YAŞLARIMDA BENİM KÜLTÜREL VE SOSYAL ALTYAPIMI OLUŞTURDUN. AYDA EN AZ 2 KEZ AKM’YE BENİ KLASİK MÜZİK KONSERLERİNE VE OPERA, BALEYE GÖTÜRMEYE BAŞLADIN. İLK BAŞLARDA UYKUM GELİRDİ AMA SONRALARINDA ALIŞTIM. EN BÜYÜK KEYİFLERİMDEN BİRİ OLDU O GÖSTERİLER. AMA İTİRAF EDEYİM OPERAYI SEVMEMİŞTİM HİÇ. KONSERDEN ÇIKAR, OSMANBEY YA DA ŞİŞLİ’DE SİNEMEYA GİDERDİK. DAHA İLERLEYEN ZAMANLARDA, BEN 18 YAŞIMI GEÇTİKTEN SONRA, SİNEMA ÇIKIŞI TAKSİM’DEKİ BİRAHANELERDE BABA KIZ MUHABBETLER ETTİK.  ŞİMDİLERDE KOSKACOMAN BİR KADINIM, AMA SEN BANA HALA YARDIMCI VE DESTEKSİN. BAŞIM SIKIŞTIĞINDA BABA YETİŞ DEDİĞİMDE, YA DA HASTALADIĞIMDA, YEMEK YAPIYORSUN, ÇOCUKLARIMA BAKIYORSUN. HAKKINI ASLA ÖDEYEMEM. ANNEMİN KAYBINDA EN BÜYÜK DESTEKLERİMDEN BİRİYDİN. ONU ÖZLEDİĞİMDE HALA SANA KOŞUYOR VE SENİN DİZİNDE AĞLIYORUM. BAŞIM SIKIŞTIĞINDA NE OLDUĞUNU SORMADAN KUCAĞINI BANA AÇIP, SAÇIMI OKŞAYARAK, BANA DESTEK OLUYOR, GÖZYAŞLARIMI SİLİYORSUN. SENİ SANADA  HEP SÖYLEDİĞİM TEK BİR YERDE ELEŞTİRİYORUM, BENİ YETİŞTİRMEN İLE İLGİLİ… O DA; KIZ ÇOCUĞUYUM VE KİMSEYE MUHTAÇ OLMAMALIYIM DİYE SON DERECE KENDİNE ÖZGÜVENLİ YETİŞTİRDİN. BU ÖZGÜVEN HAYATIMDA ÇOĞU ZAMAN AVANTAJ, AMA İKİLİ İLİŞKİLERİMDE DEZAVANTAJ OLARAK KARŞIMA ÇIKTI. LAKİN YAŞIM İLERLEDİKÇE BEN DE, BU ÖZGÜVENİ YERİNDE YA DA DOZUNDA KULLANMAYI ÖĞRENDİM. SENİNDE GEÇENLERDE DEDİĞİN GİBİ %100’DEN %25’E DÜŞTÜ SEVİYESİ.
BENİ YAKINDAN TANIYANLAR BAZEN ELEŞTİRMEK BAZEN DE ÖVMEK İÇİN BABASININ KIZI DEDİLER. BEN BUNDAN HEP GURUR DUYDUM. YAŞIN İLERLEDİKÇE SERTLİĞİN VE OTORİTEN AZALDI VE BANA GÜVENİN DE DOĞRU ORANDA ARTTI. BENİM İÇİN ÇOK SEVDİDĞİN MEMLEKETİN AYVALIK’I BIRAKIP BODRUM’A YERLEŞTİN. UMARIM SENİ PİŞMAN ETMEMİŞİMDİR. ANNEMİN KAYBINDAN SONRA BANA KALAN TEK SEN OLDUĞUN İÇİN, BEN HALİMDEN GAYET MUTLUYUM. SENİN YANIMDA OLMAN BANA GÜVEN VERİYOR.
44 YILLIK YAŞAMIMDA, SANA KARŞI HATALARIM YA DA YANLIŞLARIM MUTLAKA OLMUŞTUR VE OLACAKTIR. BAZEN GERÇEKTEN SEN HAKLISINDIR, BAZEN DE BENİ YANLIŞ ANLADIĞIN İÇİN BANA KIRILMIŞ YA DA KIZMIŞ OLABİLİRSİN. BUNLARIN TOPLAMI İÇİN SENDEN ÖZÜR DİLERİM. AMA ŞUNU SÖYLEYEYİM, DÜNYAYA BİR DAHA GELSEM VE BANA SORULSA, SEÇME ŞANSI VERİLSE YİNE SENİ BABAM OLARAK SEÇERDİM.

CANIM BABACIĞIM, İYİ Kİ VARSIN VE İYİ Kİ BENİM BABAMSIN.

BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN.

SENİ ÇOK AMA ÇOOOOOOKKK SEVİYORUM.

KIZIN MELTEM"

Annem'e mektup...

Bu anneler gününde yazmıştım bu kentubu anneme, ve sosyal ağda yayınlamıştım. Bloguma da taşımak istedim.

"MERHABA. BUNDAN TAM 3 YIL ÖNCE AYRILDIK SENİNLE. HEM DE BİR DAHA GÖRÜŞMEMeK ÜZERE, SEN HAKKIN RAHMETİNE KAVUŞTUN. 128 GÜN SÜREN YAŞAM MÜCADELENİ, 27 NİSAN 2008 GÜNÜ KAYBETTİN. BEN 3 GÜN HARİCİNDE, HEP O KAPININ ÖNÜNDE, SENİ 5 DAKİKA GÖREBİLMEK, BELKİ DE SAĞLIĞINDA, KONUŞAMADIĞIMIZ YA DA PAYLAŞAMADIĞIMIZ ANLARI YAKALAMAK ADINA, O 5 DAKİKALARA SARILDIM HEP. HAYATINDA BELKİ DE İLK DEFA SUSUP BENİ DİNLİYORDUN. ELİNDEKİ DEFTERE YAZILAR YAZIP SORULAR SORUYORDUN. O DEFTERLEİ HALA SAKLIYORUM, KOKUNU ÖZLEDİĞİMDE O DEFTERİ YİNE YENİDEN OKUYORUM. MAGAZİN PROGRAMLARININ KONULARINDAN BAHSEDİYORDUK. HER GÜN DEĞİŞİK BİR ÇORBA YAPIYORDUK SANA, ONU İÇİRMEYE ÇALIŞIYORDUM SANA KAŞIK KAŞIK. TAM 3 YILDIR ÇORBA İÇEMİYORUM BEN, YENİ BAŞLADIM DAHA İÇMEYE. SENİ HATIRLATTIĞI İÇİN DEĞİL, SENİN BOĞAZINDAN ZORLA GEÇEN 3 KAŞIK ÇORBA, BENİM BOĞAZIMDAN BİR TÜRLÜ GEÇEMEDİ O GÜNDEN SONRA.

HATIRLAR MISIN BİLMEM; SANA SENİNLE KAHVE İÇMEYİ ÇOK ÖZLEDİĞİMİ SÖYLERDİM HASTANE YATAĞINDA YATARKEN SEN. HALA ÇOK ÖZLÜYORUM, O GÜZEL KAHVE İÇİMİNDE PAYLAŞTIĞIMIZ, BENİM İÇİN DEĞERİ BİÇİLEMEZ O ANLARI. HASTALIĞININ İLK BAŞLARINDA, BANA HAKKINI HELAL ETMEMİŞTİN, EVLENECEĞİM DEDİĞİMDE. AMA SON NEFESİNİ VERMEDEN HELAL ETTİN ŞÜKÜR. KÜS GİTMEDİK. SANA YAŞAMINDA HİÇ SÖYLEMEDİĞİM KADAR, HASTANEDE, SENİ SEVDİĞİMİ SÖYLEDİM. SON 2 GÜNÜNDE BENİ EVİME GÖTÜR DİYE YALVARDIN BANA, İMKANSIZ OLDUĞUNU BİLE BİLE. BEN DE SANA ÇARESİZ GÖZLERLE OLAMAYACAĞINI SÖYLEDİĞİMDE, O ZAMAN KÜSTÜN BANA VE “BEN GİDİYORUM” DEDİN, SANKİ KALMAK SENİN ELİNDEYMİŞ DE BANA KIZDIĞIN İÇİN GİDİYORMUŞSUN GİBİ…

YATTIĞIN YERDEN BENİ İZLEDİĞİNİ, BANA KIZDIĞIN ANLARDA RÜYALARIMA GİREREK BANA HALA HADDİMİ BİLDİRDİĞİNİ BİL. AMA BEN ÇOK DEĞİŞTİM VE DAHA DA DEĞİŞMEYE ÇALIŞIYORUM. O KARŞI ÇIKTIĞIN ADAMLA EVLENDİM VE BENİ ADAM ETTİ. EH DELİ DELİYİ GÖRÜNCE SOPASINI SAKLAR MİSALİ BEN DE SOPAMI KALDIRDIM ARTIK. BELKİ FARKINDAYDIN BELKİ DE DEĞİLDİN, O ADAM HEMEN HEMEN HER GÜN BENİMLE HASTANE KAPISINDAYDI. HEP BANA DERDİN Kİ “İNSAN ÇOK KEZ AŞIK OLUR, AMA BİR KEZ SEVER”. ALLAH ALLAH DERDİM BEN DE SANA ANNE OLUR MU, TAM TERSİ DEĞİL MİDİR O. YOK DERDİN HERKES YANLIŞ BİLİYOR. SANIRIM BEN SENİN DEDİĞİNİ BULDUM SONUNCUDA… ARTIK ESKİSİ KADAR, DEDİĞİM DEDİK DEĞİLİM. HANİ BANA DERDİN YA, BENCİLSİN SEN, KENDİNDEN BAŞKASINI DÜŞÜNMEZSİN DİYE, ARTIK ÖYLE DEĞİLİM. BİR KIZIM DAHA OLDU, EŞİMİN İLK EVLİLİĞİNDEN, 5 KİŞİLİK KOCAMAN BİR AİLEYİZ ARTIK. İSTANBUL’U TERK ETTİM SENDEN SONRA, BODRUM’A YERLEŞTİM –Kİ BUNU SANA SÖYLÜYORDUM HEP BİR GÜN GİDECEĞİM BURALARDAN DİYE- . BABAM DA BİZİM YANIMIZDAKİ EVDE YAŞIYOR, BİZE DESTEK OLUYOR, SIKIŞTIĞIMIZDA HIZIR GİBİ YETİŞİYOR SAĞ OLSUN. AYVALIK’TAN O DA BENİM İÇİN BURAYA GELDİ VE ÇOK DA İYİ OLDU. AKLIM ONDA DEĞİL EN AZINDAN.

OKULU KAZANDIĞIMDA EN BÜYÜK DESTEKÇİLERİMDEN BİRİYDİN, MESLEĞİME ANCAK ŞU YAŞA KADAR DEVAM EDEBİLDİM. ÇOK YORUCUYMUŞ, AYAKLARIM VE BEDENİM DAHA FAZLASINI KALDIRAMADI. SONUNDA EMEKLİ OLDUM, ARTIK EVİMDE OTURUYORUM. AMA BENİ BİLİRSİN, BİR ŞEYLER KAŞIMAYA BAŞLAR BENİ VE YİNE DURAMAM. ARTIK ATLET GİYİYORUM KIŞLARI; KIZARDIN BANA ÜŞÜTECEĞİM DİYE HEP. TARTIDA 58 KG.YU GÖRDÜM, ÖMRÜMDE İLK KEZ. BENİ HER GÖRDÜĞÜNDE, SEN ZAYIFLAMIŞSIN DERDİN. SAÇLARIMI SENDEN SONRA BİR KEZ SARIYA BOYATTIM, ERKEN ZAMANLARDA BENİ SARIŞINKEN BENZETTİĞİN KİBARİYE GELİNCE AKLIMA, HEMEN DEĞİŞTİRDİM RENGİNİ. KIZIL SAÇ SEVERDİN SEN, 2 YIL KIZIL DOLAŞTIM, AMA BAKIMI İNAN ZOR, BECEREMEDİM.

HATIRLIYOR MUSUN, BANA ÇOCUKLUĞUMDA ALLAH SANA SENİN GİBİ ÇOCUK VERSİN DERDİN HEP, VERDİ . EREN AYNI BANA BENZİYOR. BİR GÖRSEN, HATİCE TEYZEM ONU BİR DİZİDEKİ OYUNCUYA BENZETİYORDU. GERÇEKTEN DE ONA BENZİYOR. TAM BİR DELİKANLI OLDU, YAKIŞIKLI, MARUR, İNATÇI. BUGÜNDE TELEFONDA BANA SORDU "ANNE BIYIKLARIMI KESTİREYİM Mİ" DİYE. ARTIK SEN HESAP ET NE KADAR BÜYÜDÜĞÜNÜ. SANKİ BİRAZ DEDESİNİN DE HUYLARINI ALMIŞ, FİZİĞİNİN YANINDA. ONU BEBEKKEN 2 DAKİKA SANA BAIRAKAMAZDIM. BİR KERESİNDE PAZARA GİTMEYE NİYETLENİP SANA BIRAKMIŞTIM DA, 10 DAKİKA SONRA ARAMIŞTIN DÖN GEL DURMUYOR BU DİYE. O HALLERİNDEN ESER YOK ARTIK. BANA O ZAMANLARDAKİ GİBİ DÜŞKÜN DEĞİL. HAZAL ÇOK GÜZEL BİR GENÇ KIZ OLDU. SENEYE ÜNİVERSİTEYE GİDECEK. DAHA DÜN GİBİ, SENİN KUCAĞINDAKİ HALLERİ, ONU BİRLİKTE BÜYÜTÜŞÜMÜZ. HALA KÜÇÜCÜK KULAKLARI VE ANGELİNA JOLİE DUDAKLARI VAR. SENİ ÇOK ÖZLÜYOR. BİLİYORSUN, SANA ÇOK DÜŞKÜNDÜ. İSTANBUL’A  SANA GELDİĞİNDE, ARALARDA BENİ ŞİKAYET EDİYORMUŞ, KENDİ SÖYLEMİŞTİ. SENİ ÜZMEMESİ İÇİN BİR DAHA YAPMAMASINI TEMBİHLEDİM. UMARIM ARTIK YAPMIYORDUR. ARTIK SENİN KADAR GÜZEL PİLAV YAPABİLİYORUM. KÖFTEM DE SANA YAKLAŞTI. AMA ZEYTİNYAĞLI DOLMAM VE AMERİKAN SALATAM YANINDAN GEÇEMEZ. BİLİYORSUN MERCİMEK KÖFTESİ YAPAMAM HİÇ, AMA SON 3 SEFERDİR ONU DA ÇOK GÜZEL YAPIYORUM. KOCAM BİLE ANNESİNDAN DAHA İYİ YAPTIĞIMI SÖYLÜYOR. AİLE İLE BAĞLARIM HİÇ KOPMADI, ARAYA MESAFEDE GİRSE BENİ HER ZAMAN BENİ YOKLUYORLAR, SAKIN MERAK ETME. İLK ZAMANLARDA AKLIMA DÜŞTÜĞÜNDE MÜNÜŞ’Ü ARIYORDUM. AMA ARTIK ARAMIYORUM, ONUNDA YÜREĞİ KALKIYOR ÇÜNKÜ. ŞİMDİLERDE AĞLAMAK İSTEDİĞİMDE, SENİ ÖZLEDİĞİMDE CANAN’I ARIYORUM. O BENİ SAKİNLEŞTİRİYOR, KONUŞUYOR. HER YIL HIDRELLEZ’DE MÜNÜŞ BENİ ARIYOR VE HATIRLATIYOR. SENİN BANA ÖĞRETTİKLERİNİ O GÜN, BİR KAĞIDA YAZIP AİLEM VE KENDİM İÇİN BAHÇEMDEKİ GÜL AĞACINA BAĞLIYORUM. CANDAN ERÇETİN’İN ANNEM ŞARKISINI DİNLEYEMİYORUM HALA. BİRDE KINA TÜRKÜSÜ VAR YA, BU GECE MİSAFİRİM ANNEM DİYE SÖYLENEN, BİR DE ONU DİNLEYEMİYORUM. GÖZYAŞLARIM SEL OLUP AKIYOR. ENGEL OLAMIYORUM. BAZEN NEFESSİZ KALIYORUM, YÜREĞİM SIKIŞIYOR AYNI ÇİĞDEM ABLA GİBİ, AMA GEÇİYOR.

BEN SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM, AMA SENDEN SONRA 5 TANE ANNEM OLDU. BÜTÜN TEYZELERİMİ ANNEM GİBİ GÖRÜYORUM ONLARDA BENİ ÖZ ÇOCUKLARI, SENİ EMANETİN GİBİ GÖRÜYOR. AYŞEGÜL, BİLGE, ABİMLER, KUZENLER, KİMSE BENİ YALNIZ BIRAKMIYOR SAĞOLSUN, HERKES SAHİP ÇIKIYOR. AİLENİN ASİ, İNATÇI DİK BAŞLI ÇOCUĞU DEĞİLİM AMA ARTIK. İNAN… EPEYCE DURULDUM VE SAKİNLEŞTİM. YAŞ ALDIKÇA, DURULDUM. KEŞKE SEN DE GÖREBİLSEYDİN. AMA BİLİYORUM Kİ, SEN BENİ OLDUĞUN YERDEN DE TAKİP EDİYORSUN. ATİYE TEYZEM İLE SEN BİR GÜN ANNEANNENİZE BENZERSEK BİZİ UYARIN DEMİŞTİNİZ, BENDE SANA DEMİŞTİM Kİ “ANNE BAK ANNEANNEM GİBİ OLMAYA BAŞLADIN”. KIZIP, BENİM YAŞIMA GELDİĞİNDE SENİ DE GÖRECEĞİZ DEMİŞTİN. YAVAŞ YAVAŞ SANA BENZEMEYE BAŞLADIM BİLE. AMA ŞİKAYETİM YOK. ARMUTUN ELMA AĞACININ DİBİNE DÜŞMEYECEĞİNİ BİLECEK KADAR OLGUNLAŞTIM, VE İNAN BUNDAN GURUR DUYUYORUM. SENİN KIZIN VE SENİN ÇOCUĞUN OLMAKTAN, BÖYLE BİR AİLEYE SAHİP OLMAKTAN SON DERECE MUTLUYUM. TEK DERDİM KAYBETTİĞİMİZ ZAMANLARI, BOŞA GEÇİRDİĞİMİZ, KAVGA ETTİĞİMİZ ANLARI GERİ ALAMAMAMDAN KAYNAKLANIYOR. AMA OLSUN, BİLKİ SENİ ÜZDÜĞÜM ZAMANLARDA KENDİ DOĞRULARIMIN PEŞİNDEN GİDİYORDUM, SENİ DİNLEMEDİĞİM ASİLİK YAPTIĞIM ANLARDA, KENDİ TECRÜBELERİMİ YAŞIYORDUM. İSYANIM BUNDANDI. YAŞADIĞIM HİÇ BİR ŞEYDEN DE PİŞMANLIK DUYMUYORUM. BU ANLARDA SENİ KIRDIYSAM, BENİ AFFET. GEÇ GELEN BİR İSTEK OLABİLİR AMA, ANNELERİN HER ZAMAN AFFEDİCİ OLDUĞUNU BEN DE ANNE OLUNCA ANLADIM.

SENİ SEVİYORUM ANNECİĞİM, İYİKİ VARDIN VE İYİ Kİ BEN SENİN EVLADINDIM.

ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN.

20 Mayıs 2012 Pazar

Yara ve izi...

Sanırım 5-6 yaşlarında ya var ya da yoktum, tam olarak hatırlayamıyorum; su çiçeği çıkarmıştım. Benim zamanımda, su çiçeği aşısı yoktu, şimdilerde aşısı olduğu için, çocuklar daha hafif atlatıyorlar. Her tarafımda küçük, içi kabarcıklar dolu, sulu sivilce benzeri yara gibi şeyler çıkmıştı. Tatlı tatlı o kadar güzel kaşınıyorlardı ki... Pembe, soğuk bir sölüsyonu vardı, kaşındıkça annnem üzerine bir pamukla ondan sürüyordu. Bir kaç saatliğine, kaşıntı azalıyordu ama, meret şeyler yeniden başlıyordu kaşınmaya. Annem sürekli bağırınıp çığrınıyor "kızım kaşıma izi kalacak" diye ama ne mümkün kaşımadan durmak. En sonunda burnumun üzerinde çıkanı nasıl tırnakladıysam ve kaşıdıysam, aynı annemin söylediği gibi izi kaldı. 40 sene sonra bile, dikkatli bakıldığında burnumun üzerinde izini görmem mümkün. Ona baktıkça o günlerde annemin söyledikleri ve o soğuk ilacın beni nasıl rahatlattığı aklıma geliyor.

Daha ilerleyen yaşlarda, genç kızlığıma doğru dudaklarımı yemeğe başladım. Babam inanılmaz kızardı. Dudağımın kenarında günlerce kızarık, kocaman bir yarayla dolaştıkça babam sinir olurdu. En sonunda bir gün dayanamadı, eline tendirdiyotu aldı ve basıverdi yaranın üzerine. Şimdilerdeki Baticon gibi yakmayan cinsden de değildi, korkunç derecede canım yandı, dünyam karardı, gözlerimden yaş geldi. O acıyı hayatım boyunca unutmadım. Dudağımı hala koparırım, o acı aklıma gelir elimi çekmek isterim ama alışkanlık işte çekemem. Ama o yaranın izi kalmadı, sadece acısı var hafızamda anı olarak, bana babamın o günkü kızgınlığını hatırlatan...

Günlük hayatda da, tartışma esnasında birbirimize karşı kullandığımız, sarf ettiğimiz kelimeler, biz farkında olmadan karşı tarafta öyle derin yaralar ve acılar bırkabiliyor ki! Zaten o kelimeleri sarf ederken nasıl algılanacağını düşünmeden, aynı babamın sadece benim canımı yakmak için dudağıma bastığı baticon gibi, karşı tarafın sadece ve sadece canını yakmak için, kelimeleri sarf ediyoruz. Kimi iz bırakıyor benim su çiçeği yaram gibi aynaya dikkatlice baktığımda görebildiğim, kimi de iz bırakmıyor ama acısı her daim hatırlanıyor, tendirdiyotun acısı gibi. Keşke dilimizin her ne kadar kemiği olmasa da, olduğunu düşünerek, kıracağımızı bilerek konuşmayı bilebilsek. Keşke, yaşamda bazı yara izlerinin ömrümüzün sonuna kadar bizle olacağını, acılarında daima hatırlanabileceğini aklımızın bir köşesinde tutabilsek. Çünkü her tartışma aslında, bir öncekindeki yarayı tekrar kanatıyor ya da izinin üzerine parmak basıyor. Aynı, tuzu yaraya bastığınızda yakması gibi. Tuz basılan yaralarımız olmaması dileğiyle, yeni bir güne uyanmayı istemekren başka elden bir şey gelmiyor.

21 Nisan 2012 Cumartesi

Bir daha dünyaya gelirsem....

Çok yakından tanıdığım biri bundan bir kaç gün öncesinden ilk eşiyle yaşadığı bir tartışma sonrası, şöyle bir cümle kurdu; " Lanet olsun bir daha dünyaya gelirsem asla evlenmeyeceğim, hele de çocuk sahibi olmak mı, tövbe!!!!" Bu kişi bundan yıllar önce, ikinci evliliğini yapmış bir şahıs. Üstelik de görüntüde evliliği ile ilgili, çoğunlukla bir problemi yok. Ben de dedim ki, "sen bu bilinçle bir daha dünyaya gelecek misin bakalım? Hem sen son evliliğini yaparken o kadın için ölüp bitmedin mi? Neden faturasını ikinci kadına kesiyorsun? Biraz ağır olmuyor mu?"

İkinci, ya da üçüncü, ya da dördüncü ve daha sayamayacağım kez yaptığınız evliliklerde, hata hep karşı tarafta mıdır? Soruyorum şimdi, bu kadar evlilik -bu ikide de kalabilir sayısız da olabilir- hep hata karşıda mıdır? Sizde hiç yok mudur hata? Ya da bir önce yaptığınız hatanın bedelinin bir sonraki ödemek zorunda mıdır? Hele de ne demek çocuk sahibi olmamak! O çocuk seçtimi ki sizi anne ve baba olarak? Çocuk yapacak kadar zekaya sahiptiniz de, evliliği yürütemeyecek kadar aptal mıydınız? Hadi o kadar aptaldınız evliliği bitirtdiniz, bu da anlaşılabilir, insanlar anlaşamayabilir, pekiiiii ikinciyi evliliği yaptığızda da mı, kafanız yoktu!!!

Her türlü hatayı kendinize mal etmektense karşı tarafa yüklemek işin en kolay kısmı sanırım. Evlendim ama suçlu oydu, çocuk sahibi oldum ama suçlu yine oydu. Siz ne yaptınız, sütten çıkmış ak kaşık mıydnız? Ne yaptıysa ikinci ya da üçüncü ya da şu an bilemediğim şahıstaydı kabahat. Kendinize hiç sormadınız, ben nerede yanlış yaptım diye...

Eh ağızdan çıkan düşüncesizce tek bir cümle, şu an içinde bulunduğunuz durumu sıfırlar. Hatanın neresinden dönerseniz kardır. Tek bir yaşam, tek bir hayat var önünüzde... Hadi o zaman, durmayın! İkinci ya da bilmem kaçıncı evliliğinizde iseniz bitirin, hata olduğunu düşünüyorsanız... Hiç bir şey için geç değil. O kapı hep açık, ve istediğiniz zaman çıkıp gitmekte özgürsünüz. Tek hayat tek yaşam unutmamak gereken tek gerçeklik bu. Bir daha dünyaya gelir isek -ki inanışa göre reenkarnasyon 14 kez oluyor- aynı bilinçle olmayacağız bu dünyada. Ne gerek var, bir yaşamımızı, pişmanlıkla harcayalım.

Ben bu bilinçle ya da bu bilinçsizliğimle, 15 kez daha evlenebilirim, hem de hataları karşı tarafa yüklediğim kadar kendime de yükleyerek. Ne kadar o suçluysa ben de suçluyum diyerek. Ya sizin var mı bu yüreğiniz? Varsa, hadi o zaman yüreğinizin götürdüğü yere kadar yolunuz. Yoksa, bittiği yerde siz de bittiniz....!!! Cesaret, bir daha dünyaya geldiğimde onu yapmayacağım bunu yapmayacağım demek ile olmuyor, aynı hataları tekrarlamamaktan geçiyor yol... Çok yakın birinin dediği gibi, "hayatta pişmanlıklar ve keşkeler yoktur". Bunu söylediğiniz kadar yapabiliyor musunuz? İşte siz o kadar varsınız yaşamda.... Sarf etttiğiniz cümleler, yapabildikleriniz ile doğru orantılı olmalı, laf ağızdan çıktığı anda mertliğiniz ile tartılır, bunu unutmamalı!!!