Herkese göre değişen bir kavramdır dostluk. Kimine göre, çok olması, övünç kaynağıdır. Kimine göre, bir elin parmağını geçmemelidir. Benim için ise, gerçekten az ama öz olanıdır. İyi günde değil, esas kötü günde yanımda olmasını tercih ettiğimdir. Öyle 3-5 yılda dost olunmaz. Aşamaları vardır, önce tanırsın karşılıklı birbirini, arkasından arkadaşlık gelir. Sosyal ortamda paylaşımlar, sohbetler, konuşmalar, hayat detaylarını öğrenme süreci ile devam eder. Uzun zaman boyunca, karşılıklı tartmalarla devam eder. Yıllar öncesinde, sana çok uzak gibi görünen arkadaşlık ilişkileri, zamanla dostluğa dönüşür. O dönemlerde gıpta ile baktığınız belkide içten içe kıskandığınız ve onlar gibi olmak istediğiniz anlar çok olmuştur. Uzak ihtimaldir, o dönemlerde onların arasında olmak, onlar gibi düşünmek, onlar gibi giyinmek. Ama yıllar yollarınızı kesiştirir.
Sen konuşmadan anlayandır dost. Gecenin bir yarısında, ağlayarak aradığında, içim acıyor dediğinde, senin için o da ağlayandır. Aşk acısı çekerken, halısının üstünde geçmiyor, geçmeyecek, ölmek istiyorum dediğinde, geçecek, ağla ama geçecek, 6 ay sonra bunlara birlikte güleceğiz diyendir. Berbat bir durumdayken sana evini açıp, hiç sorgulamadan seni misafir edendir. Doğum esnasında, eğer ölürsem diye düşünürken, çocuğunu emanet ettiğindir. Eğer bir gün bana bir şey olursa, çocuklarım sana emanet dediğin kişidir. Takıntılıyım, düzen hastasıyım, kuralcıyım dediğinde, sana yol gösteren, seni dinginleştiren, sana destek olan ve huzur verendir. Bu cümlelerin hepsinde anlattığım ayrı ayrı dostlarım benim. Kimi ile, okul sıralarından çıktık dostluk yolculuğuna, kimileri ile daha ilerleyen yaşlarda tutunduk birbirimize. Okul sıralarından geldiklerimiz ile, o yıllarda çok da paylaşımımız yoktu, az önce yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı gibi. Ama tesadüfler ve evren yollarımızı ilerleyen yıllarda kesiştirdi. O kesişen yollarda, o kadar çok şey paylaştık ki. Zaman; bazılarını iş arkadaşlığından ya da aynı apartmanda otururken, çocuklarımızın oyun arkadaşlığı etmelerinden hoşnut olup, komşuluk ilişkilerini geliştirip, arkadaşlığı dostluğa dönüştürdü. Her biri ile paylaştığım şeyler ayrı. Birinin bildiğini, belki de diğeri bilmez. Her birine anlattığım şey farklıdır. Ama neyi paylaşırsam paylaşayım, asla yargılanmayacağımı, suçlanmayacağımı, infaz edilmeyeceğimi bilirim. O kadar özleller ki benim için, hayatımı emanet edebilirim onlara. Her biri, hayatımda öyle özel anlara tanık olmuşlardır ki! Hatta hayati kararlarımda çok önemli roller oynamışlardır. Çoğu zaman ailemden, annemden babamdan daha yakın olmuşlardır bana. İçime kapanıp, dışa dönüklüğümü yitirip, hüzün kuyularında kaybolduğum, kendimi kaybettiğim anlarda, beni anlayıp, yanımda olmuşlardır. Her ne olursa olsun, hep yanımda olacaklarını bilirim. Bu duygular hep karşılıklıdır. Benim de her daim onların yanında olacağımı onlar da bilirler. Bir tanesi ile aynı yerde yaşıyoruz. Burada olmamda, şu an ki eşimi tanımamda ki en önemli rolu oynayan kişidir. Ben asla Bodrum'a gelmeyeceğim dediğimde gülen kişidir. Üniversite sınavını kazanmamda, dualarıyla, annesi ve o bana sonuna kadar inanarak destek olmuşlardır. Diğerleri İstanbul'da, eksikliklerini çok duyuyorum, ama biliyorum ki telefon kadar yakınlar, ya da oraya gittiğimde kapılarını ardına kadar bana açacaklar. Mesafeler, uzaklıklar paylaşımları belki azaltır, ama her zaman kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Sevgili dostlarım, bu yazıyı okuduğunuzda, zaten siz kendinizi ayıklayıp içinden, hanginizden bahsettiğimi anlayacaksınız. Hepiniz iyi ki hayatımdasınız. İyi ki, bana dostsunuz. Hayatımdaki rolleriniz ve yanımda olduğunuz için sonsuz teşekkürler. Hep yanımda olmanız dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder